Sonrası...
Önce yaşadım. Sonra yaşamaktan utandım. Utandıkça nefret ettim. Beni farklı kılan neydi anlamadım. Neden ben bu yaşımı hak ettim, neden üniversite okuyabilmeyi hak ettim, neden birini sevmeyi hak ettim anlamadım. Anlamadıkça daha da utandım. Utandıkça nefeslerimden vazgeçmek istedim. Yapamadım. Sonuçlarını gördüğüm bir şeye kimseyi mahkum edemedim. Bu bir seçenekti ve çoktan seçilmişti. Benim elimde artık yoktu. Gülüşümden vazgeçtim sonra. Kahkahalarım uzaktaydı. Tutamadım. Kaybettim. Bedenim bana ait değildi, zarar verdim. İstemediğim her şeyi temizledim, olmadı. Ne kir gitti ne utanç. Kırmızı. Farklı bir anlam kazandı. Yıpranmışlıkla birleşti. Kızardıkça anladım elimde olmayan şeyleri. Bu utanç temizlenmiyordu. Ne sabunla ne deterjanla. Bu utanç benim nefesimdi. Elimden akmıyordu. Bu yaş, bana ait olan tek şeydi ama sevemiyordum. "İnsanlar ölüyor, ben büyüyordum." Yıllarım. Gelecekte olanlara bakmadım, düşünmedim, istemedim. Geçmiştekileri özledim, geri alamadım. Özledikçe ...